19 Aralık 2012 Çarşamba

Fonda müzik olsun ben konuşurken.


Sana bugün neler yaptığımı anlatmalıyım. -Aslında her yaptığımı anlatmalıyım ama...-
  
Dolmuşta yazacaktım bunu. Ama kendimi yanda dikilen abladan korumam gerekti. O başka bi hikaye. Sonra anlatırım onu da.

Okula gelmek için öyle çok çaba harcadım ki bugün. 
Yaklaşık yarım saat yağmurda yürüdüm. -Fırtınada yürüdüm desem de yalan olmaz.- 
Bi o kadar tramvay bekledim. O yağmura rağmen almadı tramvay. -Vatmanın hiç acıması yokmuş.-
Biraz daha yürüdüm. Kampüse gelmeyen bi dolmuşa binebildim. -İki vasıta yaparsam daha kolay olur diye düşünmüştüm.-
Tramvaya binebileceğim bi yerde indim. 
Durağa gidip bekledim, bekledim, bekledim. -Noldu tahmin et?- Tramvay gelmedi.
Karşıya geçip dolmuş bekleyeyim dedim. 20 dakika falan bekledim, dolmuş da gelmedi. 
Bu arada şu çok sevdiğim, ıslanınca renk değiştiren şemsiyem kırıldı rüzgarın sertliğinden. 
Saçımdan ayaklarıma kadar ıslandığımdan bahsetmiyorum bile. 
O kadar şeye rağmen "-tükürürüm okuluna- eve gidiyorum ben" demedim.
Temel fotoğrafçılık dersi çok umurumda olduğu için mi? 
Belki...
Emin değilim...
Ama okulda aradığımı bulamadım.
Yani aradığımı göremedim.
Üşüdüm ama.
Çok üşüdüm.





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder